Şeker hastalığı olarak bildiğimiz diyabet tüm dünyada giderek yaygınlaşırken Türkiye bu hastalığın hızla arttığı ülkelerin başında gelmektedir. Dünya Sağlık Örgütü 2000 yılında yaklaşık 3 milyon olan Türkiye’deki diyabetli sayısının 2030 yılında 6.5 milyona ulaşacağını öngördü, ancak 2014 yılında ülkemizdeki diyabetli sayısının 6.5 milyonu aştığı ve şu anda 7 milyona aşkın diyabet hastasının olduğu tahmin edilmektedir. Bu oran oldukça korkutucu olduğu gibi sağlık açısından diyabeti önlemek büyük önem arz eder.
Glikoz vücudumuzdaki kas ve dokularda enerji kaynağı olarak kullanır. İnsülin, pankreas tarafından salgılanan bir hormondur ve şekerin hücre içine girip enerji olarak kullanılabilmesi için anahtar görevi görür. Bu sistem doğru çalışmadığı zaman diyabet tetiklenir.
Şeker ya da karbonhidrat kaynağı olan bir tahıl, meyve gibi bir besin yediğimiz zaman insülin hormonu pankreastan salgılanır. İnsülin hücrelerin şekeri almaları kullanmaları için sinyal gönderir ve kan dolaşımındaki şeker miktarını düşürüp dengede tutar. Kan şekeri dengeye gelince pankreastan insülin salgısı yavaşlar ve denge sağlanır. Bu durum bozulduğunda yani insülin yokluğu ve etkisizliği sonucunda hücre içine giremeyen şeker kanda yükselmeye başlar. Bu da şeker hastalığına yani diyabete sebep olur.
Diyabet insülin hormonun eksikliği veya etkisizliği sonucunda ortaya çıkan, kan şekerinin yükselmesi ile seyreden kronik ve ilerleyen bir hastalıktır. Tip 1 diyabet, otoimmün bir hastalıktır. Vücut insülin üretiminin yapıldığı pankreas beta hücrelerini yabancı bir doku olarak görür saldırır ve yok eder. Sonuç olarak vücutta insülin eksikliği ortaya çıkar ve kan şekeri yükselir. Tip 2 diyabet ise en sık görülen tip olup tüm diyabetlerin %90-95’ini oluşturur. Tip 2 diyabette vücutta insülin salgısı yetersizdir ve insülin direnci vardır. Dirence bağlı var olan insülin yeterince kullanılamamaktadır. Bunun sonucunda hiperglisemi, kan şekeri yüksekliği, tablosu oluşur.
Diyabeti önlemek oldukça önemlidir. Kan şekerinin aşırı olması toksik etki yaratır ve inflamasyona neden olur. En sık görülen belirtileri aşırı susama, sık idrara çıkma, sürekli acıkma, yorgunluk, konsantrasyon problemi, bulanık görme, sık enfeksiyona yakalanma, geç iyileşen yaralar şeklindedir. Şeker hastalarının neredeyse yarısı şeker hastası olduğunun farkına varmadan hayatlarına devam etmektedir. Dolayısıyla şeker hastalığı açısından riskli kişiler belirti hissetmeseler de düzenli şeker ölçümü yaptırmalıdır. Tip 2 diyabet için risk faktörleri; yaş, şişmanlık, ailede diyabet öyküsü, bozulmuş glikoz toleransı-prediyabet, gestasyonel diyabet öyküsü şeklindedir.
Diyabet kontrol altına alınmazsa kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği, görme kaybı, diyabetik ayak, duyma kaybı gibi çeşitli sorunlara yol açabilir. Yeni çalışmalar yüksek kan şekeri seviyesinin Alzheimer hastalığına neden olabileceğini söylemekte hatta Alzheimer hastalığından tip 3 diyabet şeklinde bahsedilmektedir.
Genetik yatkınlık olsun olmasın hastalığın gelişiminde çevresel etmenler başrole sahiptir. Aşırı kilolu olmak ve özellikle bel bölgesinin yağlanması primer risk faktörüdür. Ne kadar yağlı dokuya sahipseniz hücreleriniz insüline karşı o kadar dirençli hale gelir. Kötü beslenme, özellikle yüksek rafine şeker, rafine karbonhidrat tüketimi, hareketsizlik, kronik inflamasyon varlığı, kronik stres gibi faktörler hem kilo artışını tetiklemekte hem de diyabet riskini arttırmaktadır.
Tip 2 diyabet oluşumuna neden olan çevresel etmenleri tersine çevirmek ve diyabeti önlemek için 6 önemli adımdan bahsedeceğiz;
1- Eklenti şekeri kesin.
Eklenti şeker içeren, gazlı içecekler, unlu mamuller, tatlılar, şekerler yerine kompleks karbonhidratlar, sebzeler (nişaşta içermeyen sebzeler, özellikle yeşil yapraklı sebzeler) , meyveler (şeker içeriği düşük meyveler ) tercih edebilirsiniz.
2- Tahıl tüketimini azaltın.
Tam buğdaylı ekmekler ve makarna sağlıklı besinler olarak tercih edilse de karbonhidrat bakımından zengindirler ve vücudunuzda şekere dönüşürler. Tüketilen miktara dikkat edilmelidir.
Tükettiğiniz çoğu tahıl ürünleri içerdiği glüten proteini sebebiyle bağırsağınızda iltihaplanmaya, bağırsak geçirgenliğine, otoimmünitenin bozulmasına ve çeşitli metabolik hastalıklara sebep olabilir.
Bu nedenle glüteni tamamen kesmek, tahıl tüketimini en aza indirmek ya da gün aşırı olmak üzere glütensiz tahıl ürünlerini tercih etmek (kinoa, glütensiz yulaf, karabuğday) vücutta oluşan inflamasyonun azaltmasına yardımcı olabilir.
3- Taze ve işlenmemiş gıdalar tüketin.
Renkli, çeşitli ve dengeli beslenerek antioksidan ve lif alımımız artar bu da kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur.
Öğünlerde mevsimine uygun sebze tüketerek diyet lifi alımını arttırıp, kan şekerinizin emiliminiz yavaşlatabilirsiniz.
Hindistan cevizi yağı, zeytinyağı, avokado, sadeyağ, badem, fındık, ceviz gibi sağlıklı yağlar içeren besinler tüketerek inflamasyonu azaltabilirsiniz.
Protein ihtiyacınızı organik olarak yetiştirilmiş hayvan etleri, yumurta ve mevsiminde deniz balıkları ile karşılayabilirsiniz.
4- Düzenli egzersiz yapın.
Günde en az 30 dk yürüyüş aktivitesini ya da sevdiğiniz bir sporu hayatınıza ekleyerek tip 2 diyabet ve kalp damar hastalıklarına hastalıklara yakalanma riskini azaltabilirsiniz.
5- Stresi Azaltın, Uyku Sürenizi Arttırın.
Stres, vücuttaki inflamasyonu arttırarak yemek yeme isteğinin artmasına neden olabilir. Aynı zamanda karaciğerden glikoz salınımını uyararak yemek yemediğimiz zamanlarda bile kan şekeri seviyesinin yükselmesine neden olabilir.
Düzenli uyku, meditasyon veya yoga, arkadaşlarımız ve ailemizle birlikte vakit geçirme, hobi edinme ve dengeli beslenme vücutta bulunan stresi azaltmaya yardımcı olabilir.
6- Bağırsak sağlığınıza dikkat edin.
Şeker, glüten, endüstriyel süt ve süt ürünleri, katkı maddeleri, hava kirliliği gibi faktörler vücuttaki stresi arttırarak çoğu besinin emiliminin gerçekleştiği bağırsakların yapısının ve florasının bozulmasına neden olur. Sindirim ve emilim bozuklukları ve bağırsak geçirgenliğinin artması ile birlikte tip 2 diyabet gibi metabolik hastalıklara sebep olabilir.
Bu Yazı İlginizi Çekebilir: Mide Asidi, Beeturia, Pancar Kvass